Murat Aydeniz uyardı "Çocuğunuzu okula duygusal ve Psikolojik olarak hazırlayın"
Eğitimci yazar Murat Aydeniz 2022-2023 yılı Okula Başlayan Öğrencilerimize bir takım tavsiyelerde bulundu.
Çocuğun okula başlamasından önce duygusal ve psikolojik olarak hazırlanmasının çok önemli olduğuna işaret eden Aydeniz özellikle okula yeni başlayan veya okul değişikliği yapan öğrenciler için bu hazırlıkların rahatlatıcı olacağını aktardı.
Aydeniz , yeni bir kavram olan "Okul"un ona yüklenen anlamlarla şekilleneceğini ve çocukta davranış geliştireceğini aktararak, şunları kaydetti:
"Öncelikle çocuğun niye okula gitmesi gerektiğini, okulun amacını veya neden okulunun değişmesi gerektiğini açıklayın. Gideceği okulla ilgili önceden bilgilendirmek ve okulu fiziki olarak gezdirmek çocuğun rahatlamasını, sürece daha hazır hissetmesini sağlayacaktır.
Bu konuda dikkat edilmesi gereken konulardan biri de ilgidir. Çocuklarımız eğitim öğretim hayatlarına başlamadan önce çevre ve ailelerden aldıkları ilgiyi okulda öğretmen ve arkadaşlarından beklemektedir. Buda beraberinde içe kapanıklık sorunu getirmektedir. Veli bu sorunla karşı karşıya kalmak istemiyorsa, çocuğuyla bu konuyu paylaşmalıdır.
Yeni bir semte taşındığınızı ya da yeni bir işe başladığınız günü hatırlayın. Herkes için yeni bir ortama alışmak ya da düzen kurmak biraz stresli ve zaman alıcı olabilir. Bu nedenle çocuğunuzun okulun ilk günleri kaygı yaşaması normaldir. Ağlayan, okulu reddeden bir çocuk ayıplanmamalı, eleştirilmemeli, suçlanmamalı, empati ve anlayış ile yaklaşılmalıdır"
Çocukla birlikte okul alışverişine çıkmanın, alınan malzemelerde mutlaka onun da fikrine başvurmanın okul için teşvik edici olacağına işaret eden Aydeniz , "Okula uyum sürecinde devamlılık büyük önem taşımaktadır. Bu konuda kararlı davranılması gerekmektedir. Çocuk üzülmesin diye bir iki gün gitmemesinin ona iyi geleceği düşünülse de bu uyumu zorlaştıracak bir yanılsamadır" ifadelerini kullandı.
Aydeniz, çocukların öğretmenine ve okuldaki diğer yetişkinlere güven duyması gerektiğine işaret ederek, "Bu güvenin oluşması için de çocuğun okulda daha çok zaman geçirmesine, okulda bulunmasına ihtiyaç vardır. Bu nedenle aileler sabırlı olmalı, çocuğuna tutarlı ve sakin biçimde diğer çocuklar gibi sınıfta olması gerektiğini belirtmelidir. Çocuğunuzun aklında süreçle alakalı soru işaretleri kalmaması ve güvende hissetmesi adına okula nasıl gidip geleceğini, okulda kaç saat zaman geçireceğini ve eve geldiğinde onu kimin karşılayacağı konusunda doğru bilgiler edinmesi gerekmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
"EBEVEYNLERİNDEN AYRILMAK İSTEMEYEN ÇOCUK VEDALAŞMALARI UZATMAK İSTEYEBİLİR"
Ebeveynlerinden ayrılmak istemeyen çocuğun vedalaşmaları uzatmak isteyebildiğini aktaran Aydeniz, ailesinin sınıfa girmesini, okulda yanında bulunmasını talep edebildiğini aktardı.
Aydeniz, okul ortamında anne-babanın varlığının, çocuğun okula alışmasını, okulda bir birey olarak diğer çocuklar gibi hareket etmesini güçleştirdiğini kaydederek, "Dolayısıyla okul uyumunu da geciktirir. Aileler, okulu reddeden küçük çocuklarının okulda yanında bulunmak yerine kademeli olarak okula alıştırabilir. İlk gün yarım gün, sonra biraz daha uzun, sonra tam gün gibi" açıklamasını yaptı.
Aşırı kaygı duyan çocuklarda somatik belirtilerin görülebildiğini aktaran Akın, "Kaygı yaşayan pek çok çocuk 'karnım ağrıyor, midem bulanıyor' gibi şikâyetlerle okula gitmek istemez ya da ağlayarak direnç gösterebilir. Hatta bu süreçte 'bugün okula gitmeyeyim, yarın giderim' gibi ebeveynlerini ikna etmeye çalışabilirler. 'Ağlama, üzülme' demek yerine duygularını anlamaya çalışmak “Şu an endişe duyuyorsun ama geçecek” diyerek destek olmak daha doğru olacaktır" değerlendirmesini yaptı.
Aydeniz, "Uyku ve beslenme alışkanlıklarının düzene girmesi, çocuğun hem zihin performansını, sağlıklı büyümesini sağlarken hem de okul sabahı gerginlikten uzak olmasını ve okula uyum sürecine kolay uyum sağlamasını sağlayacaktır. Eğitim uzun ve zorlu bir süreçtir. Çocuklarımızı birbirleriyle yarışa soktuğumuz takdirde başarısız olan daima bizler olmaktayız. Z kuşağına bir konuyu dayatarak yapmanın zorluğu bir eğitimci olarak her yıl karşılaştığı bilmenizi isterim. Bu nedenle onları anlayacağı dil ile onları etkilemek gerekir aksi halde söylemlerimizin onlar nezdinde hiçbir önemi olmayacaktır. Böylesine zeki, imkan ve olanak bakımından zengin bir neslin başarısız olması tamamen yukarıda saydığım etkilerden kaynaklanır. Bu yüzden olabildiğince onların başarı için gayret gösterelim ve onları bu ülkeye faydalı bireyler haline getirelim. " ifadelerini kullandı.